Röportajları

U.l.a.ş ile albüm öncesi röportajımızı siz değerli üyelerimize sunuyoruz keyifli okumalar...



U.L.a.Ş Röportajı...

Forumhiphop: Öncelikle değerli zamanınızı bize ayırdığınız için teşekkür ederim…

U.L.a.Ş: Rica ederim, sizin gibi bir şeyler yapmak isteyenlere elimizden gelen desteği vermek bizlerin görevi.


Forumhiphop: Behçet'in Öyküsü şarkısındaki hikaye gerçekten doğru mu? Beni çok etkiledi gerçekten. Gerek klip olsun, gerekse şarkı olsun çok farklı bir çalışma olmuş. Yazarken neler hissettiniz?

U.L.a.Ş: Evet, hikaye doğrudur. Benim ortaokul dönemlerimde, İzmir'de, mahallemde yaşadığım trajik bir hikayedir. Hoş şarkı içinde şarkının anlam bütünlüğü ve derinliği için kendi kurguladığım bölümler de var ama genel hatlarıyla doğru bir hikayenin şarkılaştırılmış halidir Behçet'in Öyküsü.

Yazarken bir şey hissetme hadisesi değildir aslında durum, benim aklımda onlarca hikaye, öykü, kurgu vs... var. Doğru beat geldiğinde hangi hikaye o beat'e uyumlu ise ben sizlere onu anlatıyorum. Ben bu hikayeleri, kurguları zaten yazmadan da biliyor ve ne hissediyorsam onu zaten hissediyorum. Sizin bildiğiniz kısmı sadece sizinle paylaştığım kısmıdır. Ama şarkının oldukça yoğun bir ilgi gördüğünü biliyorum. Tüm dinleyenlere de, U.L.a.Ş'ı takip edenlere de bu vesile ile teşekkür ediyorum.


Forumhiphop: U.L.a.Ş'ın geleceğe dair planları nelerdir?

U.L.a.Ş: Her ne yapıyorsam yapayım, en iyisini yapmaktır planım. İnsanlar U.L.a.Ş bilmezken de, ön yargılı yaklaşırken de bu böyleydi. Tüm planım en iyisini yapmak üstünedir. Ama bunu "en iyi rap" olarak algılamayın. İşinin en iyisi olmakla alakalı bu söylediğim. Yani müziğe müzik olarak bakıyorum ben. Mesela çok yetenekli MC'ler görüyorum zaman zaman ama o kadar kötü şarkılar yapıyorlar ki, adamın yeteneğine odaklanamıyorum. Şarkı bir bütündür, yani iyi rap söylemekle bitmez, beat, edit, kurgu, hikaye, lirikler, vs...vs... Bir film gibi düşünün, çok kaliteli bir ekipmanla çekilen her film güzelmidir? Öyle olsa milyon dolar bütçelerle çekilen filmler de hayal kırıklığı yaratan film olmazdı. Çünkü işin özü bütünüdür. İyi şarkı mı? Kötü şarkı mı? Buna bakmadan olmaz. Yoksa şarkı kötü ama adam iyi rap söylüyor işi benim peşinde olduğum bir hadise değil. Yaratıcı olmayan hiç bir işe saygı da duymuyorum. Ana hedefim ve planım olabilecek en iyisini yapmaktır, bir bütün olarak en iyisini yapmak.

Forumhiphop: Özel hayatınızda nasıl bir insansınız? Gezmeyi, eğlenmeyi severmisiniz? Rap'ten arta kalan vakitlerde neler yaparsınız?

U.L.a.Ş: Gezmeyi elbette severim ama kitap evlerinde ve tekno marketlerde. Bir de İzmir'li olduğumdan ötürü heralde sahilde. Üniversiteyi yeni bitirmiş olmama rağmen gerçekten yoğun bir süreç yaşıyorum, tüm olanlardan arta kalan zamanda okumayı tercih ediyorum. Genelde siyasi kitapları tercih ediyorum, ilgi alanım bu çünkü. Ülke gerçekleriyle yakından ilgilenmek en azından yapabildiğim tek şey olarak içimi biraz rahatlatıyor, yoksa şu dönemin bir genci olarak M.Kemal ATATÜRK'ün yüzüne bakacak durumum yok. Şu an bilinçli her Türk Genci de aynı hissiyat içindedir zaten. Emanete hıyanet ediyoruz. Hem de bile bile, hem de göz göre göre...



Kitap dışında sevdiğim dostlarımla, arkadaşlarımla sık sık vakit geçiririz, ev toplantıları ya da geziler vs...vs... Ama orda da konu dönüp dolaşır yine ülke gerçeklerine dayanır, bizim yapımızda bu var, durumdan huzursuz olan nadir kesimdeniz. Çünkü emanetin kutsal bir şey olduğunun bilincindeyiz ve de en ufak bir şey bile olsa birinin emanet ettiğine layıkıyla sahip çıkamamanın çok kötü bir davranış olduğunun farkındayız.

Özetliyecek olursak, iş ve müzik dışında kalan hayatımda bol bol okuyorum. Okuyacak o kadar çok kitap var ki, bazen "keşke hepsini de okuyabilsem" diye geçiriyorum içimden ama bu mümkün değil, o yüzden biraz seçici oluyorum. Ayda 3 kitap civarında ancak okuyabiliyorum malesef, oldukça az ama fazlasına vakit bulamıyorum. Ömrüm yeterse emeklilik döneminde yaşlanınca açığı kapatırım artık Yine dediğim gibi arkadaşlarımla fazlaca vakit geçiriyorum, gerek üniversiteden gerekse önceden kurmuş olduğum dostlukların tadını çıkarıyorum. Zaten geriye kalan dönem iş, müzik. Başka da bir şeye fırsat olmuyor.


Forumhiphop: Rap'e başlama amacınız ne? Bir hobi mi yoksa bir şeyler anlatma çabası mı? Yoksa sadece para kazanmak için mi rap yapıyorsunuz?

U.L.a.Ş: Bir kere sadece para kazanmak için Rap yapmak, futbolcu olmak için kek yapmak kadar ilintisiz bir durum.
Rap yaparak hayatını idame ettiren insan sayısı bir elin parmağını geçmez bu ülkede, burası Amerika değil, Türkiye. Organizasyon yapanlar bile, "Abi, bütçe kısıtlı çıkarmısın?" diye geliyorlar, para işini bir kenara koy, o hikaye.

İşin aslını söyliyeyim, bu bir çeşit ruhsal tatmin. Yani onsuz olmuyor. Kimin seni dinlediği, kaç kişinin seni sevdiği önemli değil, bu kişisel bir durum. Bir bağımlılık. Nasıl uyuşturucu bağımlısı uyuşturucuyu fiziki tatmin için düzenli kullanmak zorundadır. Yoksa kriz geçirir vs... vs...
Benim için de müzik ruhsal tatmin. Tamamen kendimle alakalı, kimse dinlemese de yaparım. Yoksa aksi durumda ruhsal kriz geçiririm. Yoksa işin parasında olsam "Bu Beyler, Tarih" gibi şarkı yapar mıyım? Manyak olmak lazım. Yaparım "kızlar, arabalar, cıs tak vs..." ya da bir o kadar geçerliliği olan "moruk asarım, alayını kasarım, dişi sokup açarım, seni kuma çakarım" tarzı işler. Ben hikayeler anlatıyorum sadece. Parasıyla, şöhretiyle işim yok. Anlattıklarımı anlayan 1 kişi bile kazandırsam yeterlidir benim için. Gerisi çokta bana göre değil, zaten ben de onlara göre değilim.

Forumhiphop: Size diss atılsa umrunuzda olur mu? Dava açarmısınız

U.L.a.Ş: Bana niye diss atılsın ki? Kimseyle husumetim yok, kendi çapımda işimi yapıyorum. Benim sırtımdan diss ile bir yere gelemez kimse. Umut ettikleri kadar popülerlik kazandırmam yani atana. Ha birileri atacaksa ille belki iktidar atar diss bana Cevabını da belgelere dayalı liriklerle veririz o zaman. Ayrıca diğer sorunda ki kurnazlık gayet açık, ama dürüst bir cevap gerekirse, diss için mahkemeye gitmem. Bir kere bu adalete saygısızlık. Bu ülkede maaşı belli savcı ve hakimlerin zaten bakmak zorunda olduğu binlerce dava var. Bu yüzden en basit dava bile aylar hatta yıllarca sürüyor. Basit şeyler için ben de hukuka yük olmak istemem. Bu benim yapıma göre bir şey değil. 2 seçenek var, ya yaptığına pişman ederim, ya da ilgilenmem. Ama başta da dediğim gibi bana diss yapacak kişi sanmıyorum ki bir rapçi olsun, olsa olsa iş birlikçi, haramcı, ülke satıcı bir politikacı olur. Neticede biz de sözümüzü esirgemeyiz onlardan. Bize Kemalist büyüklerimizin öğrettiği de tam olarak budur zaten. Yoksa rapçinin biri diss atmış diye çok akıl yormam, canı sağ olsun.



Forumhiphop: Ülkemizin içinde bulunduğu durumlar hakkında neler düşünüyorsunuz?

U.L.a.Ş: 68 ve 80 darbeleriyle sindirilmiş bir toplum zaten ap açık gözüküyor. 80 darbesinin etkileri hala sürüyor. 50'lerden beri süre gelen bir Amerikancı politika anlayışı var ülkemizde. Üzücü yanı eskiden gençler ölüm pahasına bu duruma isyan ederdi, şimdi ki gençlerin umrunda değil. Parası olsun, koynunda karı, kız olsun gerisi problem değil.
Mesela AB'ye tam üye olma durumunu ele alalım. Bu ülke NATO'ya girerken ne diet ödedi kaç genç biliyor? Kore Savaşı'nı? "Kore mi? :S Biz Kore ile ne zaman savaştık ki!!!" diye aptal aptal yüzüme bakıyor sohbet ettiğim gençler. Savaştın ya, ne sandın televizyon çocuğu! ABD için savaştın. Kendi savaşın değildi, bilmediğin topraklara, seninle alakası olmayan savaşa kendi evlatlarını yolladın NATO üyeliği için. Peki şimdi AB için istenen dietler nelerdir? Yine kimsenin umrunda değil, milletin ilgilendiği "OLMMM AVRUPADA VİZE OLMUCAK A.Q. MUHAHA" Al bak, Nah! olmayacak A.K!

Mesela hiç bir Türk Genci şundan huzursuz olmuyor mu merak ediyorum? Kıçı kırık İran, Çin, halkı sokakta yaşayan Hindistan ve daha geçen dönemde dağılmış, dibe vurmuş Rusya (S.S.C.B.) NATO'ya ve ABD'ye meydan okuyor. ABD'nin gıkı çıkabiliyor mu? Yiyorsa çıkarsınlar. Çin'deki yatırımlardan vaz geçebilir mi Amerikan Sermayesi? Yemez, mecburlar tatlı sert olmaya. Bak Dünya yine çift kutuplu oluyor. Artık tek büyük ABD devri bitiyor. Ya Türkiye, Osmanlı'nın, dillere destan, aleme dayı Osmanlı'nın torunları olan Türkiye ne durumda? 50'den bu yana yanlış yönetimlerle sadece ABD'nin emir eri durumunda. Bir İran kadar olamamaktan, bir Hindistan kadar olamamaktan utanmıyor mu Türk insanı? Oysa küllerinden bir dev yaratmıştı M.Kemal ve silah arkadaşları. O devi yine cüce yaptılar. Diğerlerinin farkı şu, o ülkelerin anti-emperyalist bir duruşu var. Ama senin yok. Uşaklık etmeye mahkum edilmişsin. Ülkenin halini sormuşsun, ülkenin hali ABD ile aynı, onlar iyiyse biz de iyiyiz, onlar kötüyse sıçtık demektir. Bu duruma razı gelen başta ATATÜRK'ün Cumhuriyeti ve ülkeyi, bağımsızlığı ve yarınları emanet ettiği Türk Gençliği olmak üzere tüm Türk Halkı'nın elini cebinden çıkarıp vijdanlarına koyması gerekiyor, yoksa gidişat hiç iyi değil.

Forumhiphop: Ben kendim adına sizi çok seviyorum. Yani albümünüzü baştan sona sıkılmadan dinleyebiliyorum. Her şarkınız ayrı bir hikaye bana göre, sizin gibi kaliteli olmak sizce çok mu çaba gerektirir?

U.L.a.Ş: Öncelikle ben bu açık sözlülüğün için teşekkür ederim. Ama inan sorunun cevabını bilmiyorum. Yani bana soranlar oluyor "senin gibi olmak için ne yapmalıyız?" Bilmiyorum, ben bir şey yapmıyorum özel olarak. Sadece hislerimi, hikayelerimi, duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Eğer başırılı oluyorsam bunun net bir formülünü bilmiyorum. Tamamen içimden gelen bir durum. Sen ve senin gibi dinleyenler tarafından beğeniliyorsam ne mutlu bana ama beni beğenmenizden daha önemli olan bir şey var o da, beni anlamanız! U.L.a.Ş gelir gider, ama ardımda bir şeyler konusunda yeniden düşünen, kolay kolay oyuna getirilemeyecek bir kaç kişi bırakmak istiyorum. Yukarıda da söyledim, işin şöhretinde ya da parasında değilim. Olsaydım şu an en azından 3. bandrollü albümümde "GIRTLAĞINI ÇİZERİM NİGGA, BEBEK BANA GEL, YALADIM SENİ, GETTO MEKAN MORUK" ve benzeri isimlerde şarkılar yapıyor olurdum. Ama ben size Behçet'i anlatıyorum, Bu Beyler'i, Tarih'i anlatıyorum. Durduğum yer tamamen farklı, amaçladığım şeyler de. İşte tam da bu sebepledir ki, ben onlara göre değilim, onlar bana göre değil. Biriktirip paylaşmak istediklerimi anlatıyorum, anlayana!!!


Forumhiphop: Son olarak söylemek istediğiniz bişeyler var mı?

U.L.a.Ş: İlgi ve alakanız için tekrar teşekkür ederim, sitenizin hayırlı olmasını dilerim. Umarım istediğiniz ilgiyi sizler de görürsünüz.

Son olarak yeni albümüm 4 Ekim akşam üstü ilk olarak www. ulasonline. com adresinde yayınlanacak. Ücetsiz ve indirilebilir bir albüm tıpkı UNDERollü ALBÜM gibi. İlgilenen ve dinlemek isteyenlere bunu da duyurmuş olalım, 4 Ekim de www. ulasonline. com'da olacak yeni albüm. Yeniden görüşmek dileğiyle, şimdilik hoşçakalın...

U.L.a.Ş

Forumhiphop: Ben de forumhiphop ailesi ve kendim adına teşekkür ederim…

Buğu: Biz seni tanıyoruz ama tanımayanlar olabilir bize kendinizi tanıtabilir misin?

U.L.a.Ş: 1996 yılında müziğe (Rap Müzik) henüz çocuk yaşlarında başlamış, Türkiye çıkışlı "ilk jenerasyon"un
en küçüklerinden birisi olan, İzmir - Karşıyaka'da doğmuş ve büyümüş, üniversite sebebiyle İstanbul'a
yerleşmiş ve üniversite mezuniyetinden sonra da hala İstanbul'da ikamet eden, işini en iyi şekilde
yapmaya çalışan, laf olsun diye değil, bir şeyler anlatmak için, kişisel mesajlardan ağırlıklı olarak
sosyal ve toplumsal olgular üstüne çalışan ya da kişisel karakterleri bile toplumun parçası olarak
karakterize eden biri olduğumu söylemem en azından bir noktaya kadar kendimi tanıtabilmiş olmam için
yeterlidir sanıyorum. İşte halkın içinden, U.L.a.Ş diye birisi. Özetle bu.


Buğu: Taş Odadan ayrılalı 2 sene oldu ve sonrasında Peak Music Production ekibini kurdunuz bu ekipde kimler
var, nasıl kuruldu bize bunlardan bahsedermisin?

U.L.a.Ş: Taş Oda'dan ayrıldığım için kurulmadı Peak Music Production (.Peak Pro.), ikisinin birbiriyle en ufak
bir sebep sonuç ilişkisi yoktur. Taş Oda tamamen profesyonel normlarda düşünülen bir albüm çalışması
için atılmış imzalar karşılığında yürütülen bandrollü bir projeydi diyebilirim. Peak Pro. ekibini ise, müzik
yapmayı seven, müzik dışında günlük hayatları olan (kimisi mimar, kimisi öğrenci, vs...), müzik yapma
nedeni ve açılımını bir şeyler ispatlamak değil, bir şeyler anlatabilmek ve kendini her seferinde
geliştirmek olarak tanımlayan amatör ruhlu profesyonel dokulu beyinlerin parçalar halinde bir bütünü
oluşturması olarak tanımlayabiliriz. Yani bu ekipteki herkesin hedefi en iyisinin biraz daha üstüne
çıkabilmektir ki burda konmuş kota ülke sınırlarıyla değil Dünya sınırlarıyla belirlenmiştir. Ama bu
ekip tüm bu azminin yanında hiç bir rekabetin çirkinliğiyle vakit harcamaya niyeti olmayan, canı sadece
müzik yapmak istediği için en iyisini yapmaya çalışanların birlikteliğidir.
Ekip içerisinde bir görev ve iş dağılımı vardır. Kimse tüm işi tek başına yapmaz. Beat'leri yapanlar,
miks ve masteringleri yapanlar, canlı enstruman konusuyla ilgilenenler, sözleri yazıp, vokali yapan vs...
Bu yüzden Peak Pro. hep söylediğim gibi bir Rap örgütü, çetesi değil, bir müzik birlikteliğidir ve
başarı kıstası kimi ne kadar ezebildiğiyle değil, müzikalitesiyle belirlenmiştir.

İçinde Mehmet Emin Bayraktar (Mebayra), Faruk Uyan (FU.ian), Yuken ve Hazar ile benim bulunduğum
5 kişilik bir müzikalite keşifçileri diye de tanımlayabilir bu ekibi. Ama bu demek değil ki hep 5 kişi
kalacağız. Doğru ve kaliteli isimler buldukça bünyemize dahil ederek albüm çalışmalarını gerek
underground için, gerekse bandrollü için yürüteceğiz. Kaldı ki bunu sadece Rap için de söylemiyorum.
İleride R&B, Rock vs... türünde yeni sanatçılarıda bünyemize katarak albümlerini hazırlayacağız. Ama şu
an için ekibin esas projesi U.L.a.Ş'tır. Lakin Peak Pro. yeni ve iyi isimleri buldukça farklı
çalışmaların içerisinde de olacaktır. Şimdilik Peak Pro. birlikteliğini kısaca böyle özetleyebilirim.



Buğu: Underollü Albüm çıkalı 4 ay oldu. Dinleyicilerden olumlu yönde eleştiriler aldın bu senin için bir
gurur kaynağı olsa gerek ve bu albümde bir çok şarkıyla beraber, en çok ilgi çeken parça 'Behçetin
Öyküsü' oldu bu parça ortaya nasıl çıtkı?

U.L.a.Ş: Elbette dinleyenlerden alınan güzel tepkiler hem gurur kaynağımız hem de bununla birlikte azmimizi
körükleyen en değerli yakıtımız kıvamındadırlar. Onlar olmadan bu işin tadı da olmaz zaten. Senin de
söylediğin gibi Underollü Albüm'de bir çok şarkı ilgi çekti. SperMan 2008 - Tarih - Bu Beyler - Die
Bitch - '96 gibi. Tabi bunlarla beraber Behçet'in Öyküsü'de oldukça ilgi topladı ve zaten değerli bir
yönetmen arkadaşın (Özcan Tekdemir'in) de katkılarıyla o şarkıya bir de klip çekildi.

Şarkıya gelince, benim kafamda kimisi tamamen kurgu, kimisi tamamen gerçek, kimisi yarı kurgu yarı gerçek
onlarca hikaye ve karakter var. Doğru beat geldiğinde sahneyi alma sırası kime geldiyse o sahneye çıkıp
anlatılması gerekeni kendi penceresinden anlatıyor. Behçet'de yarı kurgu yarı gerçek bir U.L.a.Ş
tiplemesiydi. Faruk o beat'i bana yolladığında hemen elime kağıdı ve kalemi alıp Behçet'in trajik
hikayesini anlatmaya başladım. Evet gerçekten de ortaokul zamanlarımda yaşadığım üzücü bir öyküdür bu,
ancak şarkıdaki çoğu nokta da gerçeğin üstüne örtüştürülmüş, tamamlayıcı etkisi olan bir çeşit kurgudur.
Yani mesela hiç bir zaman bana bir kadından bahsetmedi, hatta hiç bir zaman başbaşa oturup konuşmadık ve
hatta şarapla ilgili bir problemimde (sevmem ama) yoktur. O kısımlar, şarkıya anlam bütünlüğü ve hikaye örgüsü
kazandırmak için tamamen kendi kurguladığım kısımlardır. Kalanı ise gerçektir. Özetle, kafamdaki onlarca
hikayeden veya kahramandan birisine uygun bir beat elime geçti ve sahne sırası Behçet'in di. O da çıkıp kendi
öyküsünü kendi penceresinden anlattı. İşin özü budur.


Buğu: Bu zamana kadar birçok albüm çıkardın ve albüm çıkarmayada devam ediyosun. Yakın zamanda bir albüm
daha geliyor bu albümle ilgili bilgi alabilirmiyiz?

U.L.a.Ş: Alabilirsiniz. Albüm toplam 15 track'ten oluşacak. Bunlardan bir tanesi "skit", 4 tanesi ise Underollü
Albüm'den en çok beğenilen 4 şarkının Peak Pro. ekibi tarafından hazırlanmış remiksleri olacak ve
oldukça başarılı ve iddialı remiksler olduğunu söylemekten gurur duyuyorum. (Remikslerde benim hiç bir
katkım yok. Önceden kaydedilmiş ham kayıtlara hazırlandılar. Ben nerdeyse bittiklerinde dinledim
hepsinide.) Kalan 10 şarkı ise tamamen yepyeni U.L.a.Ş şarkılarından oluşuyor. İlk defa dinleyeceğiniz,
yeni ve yine güvendiğim U.L.a.Ş şarkıları. Albüm 4 Eylül 2008 akşamı ilk olarak www.ulasonline.com, yani
U.L.a.Ş'ın resmi internet sitesinde yayınlanacak. Tamamen ücretsiz ve download'a açık olacak. Şimdilik
yeni albümle ilgili verebileceğim bilgiler bunlardan ibaret.


Buğu: Peki bu albümde diğer albümlerinde olduğu gibi SperMan karakteri yer alacak mı?

U.L.a.Ş: Hayır, o yok. Ama bu albümde yeni bir karakterle daha tanışacaksınız "MARK.A". 'Bonus Track'teki
skit'te önce kendini size tanıtacak, sonra onun hikayesini ve şarkısını dinleyeceksiniz. En az SperMan
kadar renkli bir karakterle tanışacağınızdan emin olabilirsiniz. Ama kişiliğini severmisiniz bilemiyorum.


SperMan'in biraz dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama o hep var, yine yepyeni hikayelerle mutlaka
geri gelecek ve bu kez neler yapar, ne işlere bulaşır bilemiyorum. Ama o artık dinleyenlerin "onsuz
olmaz"larından biri haline gelmiş, dolayısıyla başka albümlerde sizi ondan mahrum bırakmayacağım.
Şimdilik yeni karakterim MARK.A ile tanışın bakalım

Buğu: 2006 yılında Sen, Rapozof ve Sansar bir araya gelip ortak bir proje (3ün 1i) yaptınız buna benzer bi
proje ilerki zamanlarda olabilir mi?

U.L.a.Ş: Bilmiyorum, şu an için böyle bir proje yok. Kesin olur ya da hayatta olmaz diye cevap verebileceğim bir
soru değil bu. Akışına göre değişir. Kaldı ki, o bahsettiğin albümde gayet spontane bir şekilde karar
verilmiş, ne kayıtlarına, ne teknik işlemlerine çok fazla özen gösterilmemiş, sadece "biz eğlendik ve
sizinle paylaştık" kıvamında sizlere içten gelip sunulmuş bir albümdür. Şimdi olmaz derim, bir bakmışsın
yarın böyle bir albümün kayıdına başlamışım, yani bu yüzden bilemiyorum. Ama yakın tarihte böyle bir albüm
yapmakta istemiyorum diyebilirim. Şimdilik plan dışı bir fikir bu.


Buğu: Ankaraya gerek konser için, gerek diğer işlerin için bir çok kez geldin. Ankara hakkında
düşüncelerini öğrenebilir miyiz?

U.L.a.Ş: Ankara'da çok özel zamanlarım geçti. Müzikal anlamdan ziyade duygusal anlamda. Söylediğin gibi 1-2 kez
konser için de geldim Ankara'ya, zaten sonuncusu da haziran başındaki organizasyondu ve korkunç güzel
bir elektrik aldım seyirciden. Bilmiyorum, ben Ankara dinleyicisini seviyorum. Bana eğlenmeyi
biliyorlarmış ve gerçekten kasılmak için değil de, seni dinlemek için geliyorlarmış gibi geliyor ve
bu durum sahnedeki kişinin performansını da pozitif biçimde doğrudan etkiliyor.

Müzikal içerik dışında Ankara'yı seviyorum çünkü özgürlüğümü ve onurumu borçlu olduğum insan orada
yatıyor, kavgalarına saygı duyduğum yaşıtlarımken öldürülen genç ve bağımsızlık aşığı değerler orada
yatıyorlar. Ankara'da yaşasam 1-2 ayda bir hepsini ziyarete gider her biriyle biraz dertleşirdim.
Mesela M. Kemal'e gider, "emanet ettiklerine doğru düngün sahip çıkamadığım için özür dilerim, ama
bu yolda ölmek gerekirse eğer onu da onur duyarak yapacağımdan şüphe duymamanı isterim. Biz günümüzün
gençliği senin "... işte benim anladığım Türk Genci budur." betimlemendeki gençler olamadık. Basit
nedenlerle birbirimize girdik, para ve materyal bağımlısı yapıldık, mezun cahillere dönüştürüldük, ezildik,
sömürüldük, aşşağılandık ama senin ve 68'in yaptığını yapıp "DURUN BAKALIM!" diyemedik. Gerçekten özür
dilerim ATA'm, sana layık bir nesil olamadık..." derdim ki dedim de zaten. Son haziran konserinden sonra
o yol yorgunluğu, üstüne sahne yorgunluğu ve uykusuzluk ile ANIT KABİR'e gittik. Orada olmak gurur vericiydi,
ama bir o kadar da bu dönemin bir genci olarak utanç vericiydi. ATA'sına layık olamamış, pısırık, aklı karı
fikri para olmuş, cahil ve bedbah yeni genç neslin ferdi olarak orda olmak hoş değildi. Yine de O'nunla dertleşmek,
ondan özür dileyebilmek güzeldi. İşte bu yüzden seviyorum Ankara'yı. Varlıklarına ve bıraktıklarına çok saygı
duyduğum bir çok insan yatıyor orada.